SOFRADAKİ YILDIZ: PROBİYOTİKLER

SOFRADAKİ YILDIZ: PROBİYOTİKLER

Bağırsağımızdaki farklı çeşit mikroorganizmalar toplulukları birçok metabolik işleve sahip olan bağırsak floramızı oluşturuyor. Probiyotikler bu noktada devreye giriyor. “Bağırsak sistemini düzenler, Bağışıklığı güçlendirmeye ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Bağırsak duvarını güçlendirir, kanser riskini azaltır, kalp hastalıklarına karşı koruyucu görev üstlenir. Karaciğeri korur ve besinlerin içerisindeki alerjenlerle savaşarak zararlı maddeleri temizler.”

Takviye ya da besinler yoluyla alınabilen probiyotiklerin vücudumuzdaki etkilerinin görülebilmesi için her gün düzenli olarak tüketilmesi gerekiyor. Probiyotik ile zenginleştirilmiş yoğurt, kefir, boza, tarhana, fermente besinler, sirke, fermente peynirler hem ulaşılması kolay hem de kolaylıkla tüketilebilecek probiyotik besinler arasında yer alıyor. Probiyotiklere besin sağlayan prebiyotikler olarak ise yer elması, soğan, sarımsak, pırasa, kuşkonmaz, hindiba, keten tohumu, arpa ve yulaf olarak sıralanıyor. Gün içerisinde ana veya ara öğünlerimize ekleyeceğimiz bir kâse probiyotikten zengin yoğurt ve ya bir bardak kefir probiyotik tüketimimizi düzenlememize yardımcı olabilir

Probiyotikler çocuklar için de son derece önemli. Bağırsakların sisteminin yanında bağışıklık sistemini de güçlendirmede çok büyük yarar sağlıyor. Yetişkin dönemde bağışıklık ve bağırsak sistemimizin güçlü olabilmesi için yatırımlara çocukluk döneminde başlamamız gerek. Gün içindeki çoğu öğünde mutlaka probiyotikten zengin olan yoğurt tüketimi arttırılmalı. Kefiri, çocuğumuzun zevkine göre çeşitlendirerek, mesela içine meyve doğranarak, çocuğumuzun daha severek tüketmesine yardımcı olabiliriz. Ayrıca, sağlıklı bağırsak mikrobiyotasi çocuğumuzun psikolojisini iyi yönde etkileyerek daha iyi bir ruh haline sahip olmasına da yardımcı olacaktır.

Daha küçük yaşlarda ve bebeklik döneminde ise anne sütü önemli bir probiyotik kaynağını oluşturuyor. Pek çok farklı mikroorganizmadan oluşan anne sütü mikrobiyotası bebek için çok önem taşıyor. Anne sütü probiyotik içeriğinin annenin bağırsak florasından ve beslenmesinden de etkilenmektedir. Bebeğin bağırsak ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi adına annenin hamilelik ve emzirme dönemi boyunca probiyotik besinleri tüketmesi yarar sağlayacaktır. Böylece anne sütü de probiyotik içeriği açısından zenginleştirilecektir

Probiyotik Eksikliği Nasıl Anlaşılır?

Probiyotik eksikliğini anlamanın en kolay yolu bağırsak sisteminde ortaya çıkan gaz, kabızlık, diyare ve ya şişkinlik hissi gibi bazı sorunlar olabiliyor. Bu eksikliği giderebilmek için, günlük beslenmemizde daha çok probiyotik ve prebiyotik besinlere yer vermemiz önemli bir role sahiptir. Günde mutlaka 2-3 porsiyon yoğurt, cacık ve ayran gibi besinleri beslenmenize ekleyin. Eğer ihtiyacınız daha fazla probiyotik ise günde 1 porsiyon probiyotikli yoğurt ve ya kefir de ekleyebilirsiniz. Salatalarınıza mutlaka sirke kullanmayı unutmayın. Prebiyotik olarak mutlaka lif tüketiminizi arttırın, haftada en az 2 porsiyon kurubaklagil tüketin. Gerektiğinde doktorunuza ve diyetisyeninize danışarak size uygun takviye olarak probiyotik desteğini düşünebilirsiniz.

Probiyotiklerle İlgili Notlar

  • Probiyotikler hemen etki göstermezler, etkilerini görebilmek için en az 2 hafta düzenli kullanılmalı.
  • Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerin( HIV, AIDS vb.) probiyotik tüketimi tehlikeli sonuçlara yol açabileceği için mutlaka dikkat edilmeli.
  • Metal maddeler probiyotiklerin etkinliğini azalttığı için, bu ikisini birbiri ile temas ettirmemeli.
  • Antibiyotikler ile probiyotikler aynı anda kullanılmamalı, aralarında en az 2 saat fark olmalıdır.
  • Doğru ve etkili probiyotik tüketimi için mutlaka bir uzmana danışılmalı.

Bir Cevap Yazın