Otizm Mi Dediniz

Otizm Mi Dediniz

Bir çocuk dünyaya getirirsiniz. Zaman içerisinde emeklemesi, yürümesi, parkta arkadaşlarıyla oynaması ve konuşmasını bir mucizeymiş gibi izlersiniz. Bir dünya harikasıdır karşınızdaki, hayalini kurduğunuz, yıllarca özlemle beklediğiniz…

Bu aşamaların olması gerektiği gibi olmadığını fark edersiniz bir gün. Bir şeyler yolunda gitmiyordur. Farkındasınızdır bir şeylerin ters gittiğinin, ama nedir? Parkta çocuklar oynarken o onlara dahil olmaz. Hatta etrafında hiç kimse yokmuş, yalnızmış gibi davranır. Siz çocukların içine katmaya çalıştıkça o uzaklaşmak ister. Kalabalık ortamlardan ise hiç hoşlanmaz, rahatsız olur. Nedenini bir türlü anlayamazsınız. Artık 1 yaşını geçmiştir. Yavaş yavaş bilinçli kelimeler söylemeye başlama zamanı gelmiştir. Ama hala yoktur. 2 yaş civarındaysa kısa cümlelerle konuşmaya başlaması gerektiği halde bunları da duyamazsınız. İsmiyle seslenirsiniz duymamamazlıktan gelir, tepki vermez. Duymuyor olacağını bile düşünebilirsiniz. Ama televizyondan reklam müziklerini duyduğu anda en arka odadan koşarak gelir. Bilirsiniz bir şeylerin ters gittiğini de, adını bir türlü koyamazsınız. Çocuk doktorunuzla konuşur, paylaşırsınız. Diğer uzmanlara yönlendirilirsiniz. Ve başlar o zorlu yolculuk. Eğitimden başka hiç bir tedavisi ve ilacı olmayan bir tanı konulmuştur çocuğunuza; OTİZM!..

Nedir otizm?

Daha önce hiç duymadım?

Şimdi ne olacak?

Bu durumla nasıl başa çıkacağız?

Bize kimler yardım edecek?

Hayatınızın dümeni tamamıyle farklı bir yöne kırılmıştır artık. Kendinizi ona adar, hergün umutla beklersiniz. Kendi hayatınız diye bir şey yoktur artık. Tüm planlar ve düzenlemeler onu huzursuz etmeyecek biçimde yapılmalıdır. Çünkü dünyayı bizler gibi algılayamazlar. Bizleri hiç rahatsız etmeyen hatta hoşumuza giden bazı koku ve sesler onlar için dayanılmazdır. Aile bireyleri zaman içinde bunların farkına varır ve rahatsızlık verici durumlardan otizmli bireyi olabildiğince uzak tutmaya çalışırlar. Artık ailedeki herkes onun için seferber olmuştur. Bu böyle yıllarca sürüp gider. Sizin yarışınız hep kendinizledir. Başkalarının sizinkiyle akran çocukları değildir sizin kıstasınız. Bizim toplumumuzda çok yaygındır, çocuklarımızı bir başkasınınkiyle kıyaslamak; komşunun çocuğu şunu yapabiliyor, seninki de yapabiliyor mu? Sizi bu sorular enterese etmez, kayıtsız kalırsınız. Sizin kıyaslamanız dününüzle, kendinizledir. Bazıları otizmden daha az etkilenmiştir; kendine verilenleri alabilir, konuşabilir ve belli ölçülerde sosyalleşebilirler. Bazıları ise o kadar şanslı değillerdir maalesef. Beyinlerindeki konuşma bölgesi fazlaca etkilendiği<br>için konuşma yetileri ya çok zayıftır, ya da hiç yoktur. Ama her iki durumda da hisleri çok gelişmiştir. Sizin onlar için neler hissettiğinizi onlar da size karşı fazlasıyla<br>hissederler.

OTİZM bir hastalık değildir. Nedeninin genetik olduğu söylenmekle birlikte, tam<br>olarak hangi gendeki anomaliden kaynaklandığı bilinememektedir. Her geçen gün daha yaygın olarak görülmektedir. Erkek çocuklarda kız çocuklarına göre daha sık görülmekle birlikte, kız çocuklarında otizm daha ağır seyretmektedir.Otizmle yaşamak çok zorlu ve büyük emekler isteyen bir marotondur, varış noktasını hiç bir zaman göremediğiniz, kestiremediğiniz… Zira, sanılanın aksine, hepsi de birer ‘’Yağmur Adam’’ değildir, herbirinin özgün bir kişiliği vardır. Bazen farklı durumlarda ne yapılacağı bilinemez, çaresizlik içine düşüldüğü de olur. Bunun için okuyup, araştırıp, benzer durumları yaşayan kişilerle tecrübeleri paylaşmak büyük faydalar sağlar.

Buradan yola çıkarak 9 Haziran 2015 tarihinde Anvers’te eğitim alanında faaliyetler gösteren BERK Eğitim Gönüllüleri Derneği’nde yaptığımız bir toplantıda “Otizm Çalışma Grubumuzun” temellerini attık. Otizm danışmamız, pedagogumuz, özel eğitim öğretmenimiz, velilerimiz ve konuya ilgi duyan gönüllülerimizin katılımıyla verimli bir toplantı oldu. Bu grubun amacı; belirli aralıklarla bir araya gelerek, otizmli çocuğu olan velilerin yaşadığı tecrübeleri birbirleriyle paylaşmaları, konu ile ilgili uzmanların davet edilip bilgilendirme toplantıları yapılması, yardım kuruluşlarının tanıtılması gibi etkinliklerle bu maratonda yaşanılan zorlukların paylaşılarak aşılması için çalışmak olacaktır. Sosyalleşme alanında büyük sıkıntı yaşayan otizmli çocuklarımızı ve gençlerimizi biraya getirip, onların sosyal hayatın içinde yer almaları için etkinlikler düzenlemekte hedeflerimiz arasında yer almaktadır.

Saygılarımla,

Zülbiye Ayaz

Bir Cevap Yazın